Şanghay’ın meşhur rüzgarlı, soğuk kış günlerinin gelmesine artık fazla bir zaman kalmadı.. Geçtiğimiz günlerde haftalık hava durumunu incelerken Pazar gününden itibaren hava sıcaklıklarının epeyce düşeceğini ve kışa geçiş sürecine gireceğimizi görünce Cumartesi gününün güzel havasını aktif bir şekilde değerlendirmeye karar verdik.. Bu satırları yazdığım Pazar günü öğleden sonrasında görüyorum ki, gerçekten doğru bir karar vermişiz çünkü bugün hem soğuk hem de yağmurlu bir hava ile karşılaştık.. Halbuki dün mükemmel bir hava vardı, t-shirt ile terliyorduk 🙂 Dünki bu güzel havadan faydalanmak için hedefimizi daha önce hiçbirimizin gitmediği Şanghay Botanik Bahçesi olarak belirlemiştik.. Buraya giderek bir taşla birden fazla kuşu vurmayı hedefliyorduk 🙂 Öncelikle Şanghay’da yeni bir yer görmüş olacaktık, ve haliyle Şangay Rehberi’ne bir yazı daha çıkmış olacaktı, bundan daha önemlisi ise müstakbel Yoga hocası sevgili Tuğçe’nin birbirinden zor yoga hareketlerini yaparken fotoğraflarını çekmek gibi bir amacımız vardı.. Epey bir yorulduk ama tüm bu emellerimizi gerçekleştirdik günün sonunda 🙂
Şanghay Botanik Bahçesi, kentin merkezine çok da uzak olmayan bir lokasyonda kurulmuş.. Yaklaşık 82 hektarlık alanıyla 1978 senesinden beri halka açık bir şekilde hizmet veriyormuş.. Çin’deki botanik bahçelerinin en büyüğü olarak da bilinen Şanghay Botanik Bahçesi’ne ulaşmak hiç zor değil.. Taksi ile gitmek isterseniz ister mekanın adını “Shanghai Zhiwu Yuan” şeklinde şoföre söyleyin, isterseniz ek bilgi olarak da “Longchuan Bei Lu – Baise Lu” şeklinde sokak isimlerini verin.. Biz toplu taşıma alternatifini kullandık ve metroyu tercih ettik.. Aslında 1 no’lu metro hattını kullanıp Shanghai South Railway Station durağından indikten sonra kısa bir yürüyüşle de Şanghay Botanik Bahçesine varabilirsiniz.. Biz son aşamayı taksi ile gideriz diye planlamıştık, o nedenle Tren İstasyonunun yoğunluğunda taksi bulamayabiliriz diye düşünerek, 3 no’lu hatta aktarma yapıp bir durak ilerledikten sonra Shilong Road istasyonunda inip ordan taksiye bindik.. Eşeği sağlam kazığa bağlamayı severim genelde 🙂 Düz ayak bir metro istasyonu olan [bana lise yıllarında sık sık kullandığım Sirkeci-Halkalı tren hattının duraklarını hatırlattı, anılarım canlandı, hey gidi gençlik yıllarım 🙂 ] Shilong Road istasyonundan çıkar çıkmaz gördüğümüz bir taksiye bindik ve 14RMB’lik bir yolculuk sonrası Baise Road üzerinde bulunan giriş kapısında indik..
Biletinizi alırken farklı seçenekler mevcut.. 40RMB’lik sınırsız bilet almanızı tavsiye ederim, içerdeki tüm özel bahçelere (Bonzai Bahçesi, Orkide Bahçesi, Sera vs.) girebiliyorsunuz bu biletle.. Bana sadece genel bahçeler yeter diyenler için ise giriş ücreti 15RMB. Dışarıda 15RMB verip, içeride fikrinizi değiştirirseniz, özel bahçelerin girişinde de oraya özel bilet alıp içeri girebilirsiniz.. İçeride ayrıca saati 50RMB’den (200RMB depozit) 2-3 kişilik bisikletlerden kiralayabilir ve bu kocaman bahçeyi bu şekilde de gezebilirsiniz.. Sanırım buraya gelmek için en güzel zaman ilkbahar olacaktır ama her mevsimin de farklı güzelliği vardır tabii görülmesi gereken.. İçeride çadırını kurup, battaneiyesini serip piknik yapanlar da vardı, bu açıdan da bi alternatif olabilir.. Mangal getiren yoktu ama, siz de getirmeyin, sıkıntı olabilir 🙂 Bir çok gelin-damat da buradaki bahçeleri evlilik resimleri çektirmek için arkaplan olarak kullanmayı tercih etmişti.. Biz Şanghay Botanik Bahçesi’nin bir kısmını yürüyerek, bir kısmını bisikletle gezdik.. Tuğçe’nin gerek solo, gerek Müge ile, gerek de sonradan bize katılan arkadaşı Maggie ile yaptığı yoga çalışmalarını fotoğrafladık.. Sonuç olarak bahardan kalma bir günü, belki de 2013’un bahardan kalma son gününü gayet güzel bir şekilde değerlendirdik.. Sizlere de tavsiye ederiz 🙂
Gerçekten nefis bir yer. Biz oradayken burasından hiç bahsetmemiştiniz. Demek kendi bloguna saklıyor muşun 🙂 Bunları görünce benim Bakırköy botanik parkı ile ilgili düşlediğim yazı ve resimler çok sönük kalacak galiba… Yoksa vaz mı geçsem…
Güzel bir yerdi gerçekten.. Nisan-Mayıs gibi daha da güzel olacağını düşünüyorum..
Müsade edin de heryeri bir seferde göstermeyelim yani, yoksa bir daha gelmek isterseniz görecek yer kalmaz 🙂
Çok güzel bir yer gerçekten. Özellikle şu küçük köprülü olan ve kırmızı çiçekli yere bayıldım. Ama yoga fotoğrafı çok güzel, daha çok olsa iyiydi 🙂
Yoga fotoğrafları çok daha fazlası ve çok daha güzelleri ile birlikte çok yakında Tuğçe’nin web sitesinde olacak.. Çok az kaldı.. Çok.. 🙂