Bu yazımda özellikle Şanghay’ı ilk defa ziyaret edecek olanlar için faydalı olacağını düşündüğüm bir konuya yer vereceğim.. İstanbul’dan Şanghay’a nasıl gelinir, gelirken neler yapmanız gerekir, nelere dikkat etmelidir gibi sorulara yanıt vermeye çalışacağım..
Öncelikle İstanbul-Şanghay arası mesafenin yaklaşık 8000 km olduğunu söyleyelim.. (Konuyla alakasız olacak ama Çin Seddi’nin toplam uzunluğu ise 8500 km, yani burda oraya yol olacak bir yapı..) Bu uzun mesafeyi maalesef 10-11 saatten daha çabuk katetme şansınız yok.. Aktarmalarla (Emirates, Qatar Airways vs.) yolunuzu daha fazla uzatmamak için benim tavsiyem İstanbul-Şanghay uçuşunu THY’yi kullanarak yapmanız.. İstanbul-Şanghay arasını yaklaşık 10-10,5 saatte alan THY uçakları, Şanghay-İstanbul arasını ise 11-11,5 saate yakın bir sürede alıyorlar (Dünyanın dönüş hızı&yönünden ötürü).. Bilet fiyatları epeyce değişkenlik gösteriyor.. Bayram, fuar gibi belli zamanlarda 2000€’ya kadar çıkabilen biletler, yoğun olmayan zamanlarda 500€’ya kadar düşebiliyor.. Eğer 500-600€ civarında fiyat bulduysanız biletinizi hemen almanızı tavsiye ederim çünkü çok büyük bir ihtimalle daha ucuz bilet bulamazsınız.. THY’yi kullanarak haftanın 5 7 gecesi(Salı-Cuma sefer yok), 23.50’de 00:35’te kalkan seferlerle Şanghay’a uçabiliyorsunuz..
Biletinizi aldınız ve saat 21.30-22.00 gibi havaalanına geldiniz.. (Bu arada Çin vizenizin hali hazırda mevcut olduğunu varsayıyorum, vize alımı ilgili bir yazı da planlıyorum yakında) Genelde çok fazla sıra olmuyor o saatlerde, o nedenle checkin-bagaj işlemleri için çok fazla beklemiyorsunuz.. Tabii her ihtimale karşı geç kalmamak da fayda var.. Ekonomik bilet için bagaj hakkınız 20kg. Ama THY personeli, sağolsunlar, 24-25kg’a kadar müsamaha gösteriyorlar.. Bu arada tek bir bavulun ağırlığı 30kg’ın üstündeyse uçuş kuralları gereği kabul edilmiyor ve bavulu bir şekilde boşaltmanız isteniyor.. Bu durumda, hemen orda bulunan dükkanlardan ikinci bir çanta alıp, bavulu bu şekilde ikiye bölebilirsiniz..
Checkin işlemlerinin ardından sizi uğurlamaya gelenlerle vedalaşıp pasaport kontrole ve sonrasında da biletinizin üzerinde numarası yazan gate’e doğru yol alabilirsiniz.. Uçuş saatini beklerken klasik olarak duty free’de parfümler denenir, bankanızın (Garanti, YKB, vs.) lounge’unda bişiyler atıştırılır ve bir şekilde zaman geçirilimeye çalışılır.. Saat 23.00-23.30 arası uçağa almaya başlıyorlar.. Uçağa binip yerimizi alıyoruz ve kemerlerimizi bağlıyoruz..
Asıl önemli bölüm şimdi geliyor.. Uçaktaki ikramlardan, yemeklerden, önünüzdeki ekranı/kumandasını nasıl kullanacağınızdan bashetmeyeceğim.. Önemli kısım, size dağıtılacak olan formlar.. İki adet form veriliyor.. Birincisi domuz giribinden sonra epeyce popüler olan bir form, Sağlık Bilgi Formu (Health Declaration Form), ikincisi ise ülkeye giriş-çıkış formu (Arrival-Departure Card). Formlar İngilizce ve Çince olarak hazırlanmış.. İngilizce bilenler için çok sorun olmayacaktır doldurulması.. Sağlık formunda temel olarak sizin bilgilerinizi alıp, sağlıklı olup olmadığınızı soruyor.. Havaalanında bir sorun yaşamamak için listedeki semptomlardan hiçbirini işaretlememenizi tavsiye ederim.. Ha tabii, yüksek ateşiniz varsa yolculuk yapmanızı da tavsiye etmem.. Havaalanındaki ateş-ölçer detektörlere yakalanıp geri yollanmak riski var malum 🙂 İngilizcesi yeterli olmayanlar veya her ihtimale karşı bir göz atmak isteyenler için aşağıdaki resim dosyasında Sağlık Bilgi Formu’nun nasıl doldurulacağı ile ilgili notlar hazırladım.. Resme tıklayarak büyük haline görebilirsiniz..
Ülke Giriş-Çıkış formu ise, tek parça gibi görünse de, üzerindeki tırtıklı yerden yırtılarak ikiye bölünüyor.. Bunu siz yapmayın ama, bırakın pasaport polisi yapsın Şanghay’da 🙂 Çin’e giriş yaparken formun sağ kısmını (Arrival Card) dolduruyoruz.. Dönüşte ise solda kalan küçük kısım (Departure Card) dolduruluyor.. Uçakta hosteslerden formu aldıktan sonra, pasaportunuzu ve kaleminizi (yanınızda kalem taşımayı unutmayın bu arada, hosteslerde bulunmuyor çünkü) çıkarıp sağ taraftaki formu doldurmaya başlayabilirsiniz.. Gene İngilizce ve Çince olarak hazırlanmış formu nasıl doldurulacağına ilişkin bir minik resim dosyasınıda aşağıya ekliyorum.. Umarım yardımcı olur..
Her iki formu da doldurduysak artık uykuya geçebiliriz.. Yol uzun malum, uyumadan geçmez 🙂 Çin saati ile 16.00 15:00 gibi uçak Şanghay Pudong Havaalanına inecek (rötar olmadığını varsayıyorum).. Uçağın tekerlekleri yere değer değmez cep telefonlarını açanlar olacaktır, lütfen biraz sabır.. Uçak bir yanaşsın sağ salim ondan sonra.. Uçaktan hosteslere teşekkürlerimizi sunarak indikten sonra ister Baggage Claim tabelalarını takip ederek, ister kalabalığı izleyerek yola devam ediyoruz.. Yolunuzun üzerinde Sağlık Formlarını toplayan bir banko göreceksiniz.. Doldurduğunuz formu buradaki görevliye teslim edip devam ediyorsunuz.. Sonrasında pasaport kontrol noktasına ulaşıyoruz.. Çinliler ve yabancılar farklı yerlerden kontrole giriyorlar.. Yanlışlıkla Çinlilerle aynı sıraya girmeyin 🙂 Pasaport polisine pasaportunuzu, biletinizi ve en önemlisi uçakta doldurmuş olduğunuz Giriş-Çıkış kartınızı uzatarak beklemeye başlıyorsunuz.. Genelde Türk pasaportlarını normalden uzun bir süre inceliyorlar, hatta bazen mühürlere vs. büyüteç ile bakıyorlar, ama hiçbir zaman problem çıkarmıyorlar 🙂 Pasaport polisi size pasaportunuzu, biletinizi ve sağ tarafını kopardığı Giriş-Çıkış kartının sol tarafını veriyor ve resmi olarak Şanghay’a ayak basmış, Çin’e girmiş oluyorsunuz..
Pasaport kontrolün hemen ardından bagaj alım bölümü başlıyor.. Monitörlere bakarak kaç numaralı bagaj alım noktasına gideceğinizi görebilirsiniz.. Bavullarınızı da aldıktan sonra çıkışa bir adım daha yaklaştınız demektir.. Bu arada bavullarınızı aldıktan sonra, hemen orada göreceğiniz döviz büfesinden yanınızdaki Euro veya USD’leri RMB’ye çevirmenizi tavsiye ederim.. Yoksa şehirde dövüz bürosu bulma şansınız yok gibi.. Bankalara girip dövüz bozdurmak ise epeyce uzun süren bir işlem.. O nedenle, bavulları aldıktan sonra, döviz bürosuna uğrayıp oradaki elemanlardan birine paranızı ve pasaportunuzu vermeniz yeterli.. Size gıcır gıcır RMB’lerinizi hemen teslim edecektir 🙂
Geçeceğimiz son bir engel kaldı.. O da sizi karşılamaya gelenlere, veya dış hatlar terminaline kavuşacağınız kapının hemen önünde bekleyen güvenlik görevlileri ve X-ray cihazı.. Buradaki polisler kafalarına göre seçtikleri bazı yolcuların bavullarını x-ray cihazından geçiriyorlar, ve bazen bavulu açmalarını istiyorlar.. Eğer bavulda peynir, sucuk vs. tarzı yiyecekler görürlerse maalesef bunları bavuldan çıkarıp çöpe atıyorlar.. Tabii bunların aslında tatlı (Turkish Delight) olduğuna adamları ikna edebilirseniz, bir şansınız olabilir 🙂 Genelde çevrilme riskiniz oldukça düşük de olsa gene de aklınızda bulunsun böyle bir ihtimal.. Ben hiç çevrilmedim mesela ama nişanlım her iki girişinden birinde çevriliyor nerdeyse.. Şans ile alakalı sanırım biraz da..
X-ray’cileri de atlattıysak artık dışarı çıktık demektir.. Dışarı derken, açık havaya değil tabii henüz.. Ama artık sizi bekleyenler varsa onlarla hasret gidermenin vakti gelmiş demektir 🙂 Daha sonra bir alt kata inip ordaki kapıdan çıkarak Taksi kuyruğuna girebilir ve şehir merkezine yol alabilirsiniz.. Veya Maglev tabelasını takip ederek LongYang Road’a kadar Maglev tecrübesini (bu tecrübe ile ilgili bir yazı da yazmalıyım sanırım) yaşayarak gidebilir, ordan metroya (Line-2) binerek şehir merkezine varabilirsiniz.. Ama elinizde bavullarla en mantıklısı Taksi tutmak bence..
Uzunca bir yazı oldu.. Umarım unuttuğum, atladığım, yanıldığım bir nokta yoktur.. Şimdiden iyi yolculuklar 🙂
Çinliler Şanghay’a girişi epey güçleştirmişler.Zaten Şanghay’ı 8500 km uzağa yapmaları kimseyi kolay kolay yaklaştırmak istememelerinden. Üstüne üstlük bir de set yapmışlar. Uçakla üstünden geçilebiliyor, ancak arabayla gidecek olursak zannediyorum takılınabilir. Peki bu kadar zorlukları çıkartan çinliler neyi gizliyor olabilirler, bu sorgulanmalı. Şanghay’da ne var ki, bu kadar engeli aşmak gerekiyor ? Ben bu çinlilerden korkmak gerektiğine inanıyorum. Rahmetli anneannem “her kimse bodur, allahın belası odur” derdi, bence de çekinmek gerek, bu çinliler bir şeyler karıştırıyor olabilirler, yetkililer bu konuda çok dikaktli olmalı.
Saygılar.
Tolga Bey size bir gün Çin Seddi ile ilgili anılarımı da anlatayım, hatta size anlatmıyım blog’a yazayım, herkes faydalansın 🙂
Dincer bey sizin gibi sangay hakkinda blog yazan meshur biri varmis belki duymamissinizdir :
http://www.nytimes.com/2010/02/25/technology/25iht-rshanblog.html?partner=rss&emc=rss
Serpil hanım, link için çok teşekkürler.. Wang Jianshuo’nun blogu benim de beğenerek takip ettiğim bloglar arasında.. Hatta bu blogu hazırlama motivasyonlarımdan biridir o site.. O kadar içeriği benden beklememek lazım tabii 🙂
Dincer Bey,tamamen bir sans isi bu giris-cikis.Biz esimle 4 seneden beri yaklasik her seferimizde bavul acanlardaniz.Ben buna cok guluyorum.Gorusmek dilegi ile.
Merhaba Mehmet Bey.. Sanırım siz biraz şanssız olan kesimdensiniz 🙂
Bu arada bir soru, şu bavulları streç film ile kaplama hizmeti var hani, onu denediniz mi? Denediyseniz ona rağmen filmi söktürüp bavulu gene de açtırıyorlar mı diye merak ettim..
Dincer bey,
Strec film kaplama yapmadik daha once.Acikcasi da korkarim, yine bizi kesitir gozlerine actirmak isterlerse buyuk eziyet olur gibi geliyor bana.
Mehmet Bey, bence bir deneyin derim yaptırmayı.. Açma işini de bırakın onlar yapsın, madem sizi seçmişler uğraşsınlar biraz 🙂
ya biraz saçma bir soru olacak ama bende uçak fobisi var 45 dklık yol sanki 45 saatmış gibi geçiyor yaklaşık 15 saat uçmak bana ölüm gibi geliyor ama mecburum acaba 15 saat boyunca uçak çok sarsılıyor mu çok sallanıyor mu?galiba bende panik atak var(kesin değil bugün yarın doktora gideceğim:))umarım fazla paniklemem 😀
O günki hava koşullarına da bağlı gerçi ama bana hiç “korkutucu derecede sarsıntılı” bir yolculuk denk gelmedi..
15 saat değil bu arada, 10 küsür saatte iniyorsunuz Şanghay’a..
İsterseniz Emirates ile gelip yolculuğu ikiye de bölebilirsiniz uzun süre aynı uçakta kalmak istemiyorsanız 🙂
ilk tercihim thy olur olmadı emirates ile gelirim.hayırlısı hele gelme konusunu kesinleştireyim de gerisi hava civa 🙂
Bu arada THY haftada 7 güne çıkaracak Şanghay/Pekin uçuşlarını çok yakında.. Ayrıca Guangzhou’ya da uçmaya başlayacaklarmış..
Dincer Bey elinize sağlık eylülde şangayda olacagım tam ihtiyaç duyduğum bilgileri içeriyor blogunuz yalnız bu beyaz peynirleri atma konusuna bir çözüm bulmak gerek peynir meraklısı ve aşırı yemek seçen eşim için beraberimizde götürecegimiz peynir kutuları hayati bir önem taşıyor:)Acaba lokum kutusuna mı koysam??
Teşekkür ederim öncelikle Pınar Hanım, size de şimdiden hoşgeldiniz diyelim 🙂
Peynir konusunda öncelikle şöyle bir güzel haber vereyim: Geçenlerde sitede de yazdığım gibi bizim damak tadımıza uygun peyaz peynir tedarik edebiliyoruz artık buradan.. İlk siparişimizi geçen hafta verdik ve ben de eşim de gayet memnun kaldık.. Hani Allah muhafaza peynirleri kaptırırsanız çok üzülmeyin diye söylüyorum 🙂
Ama tabii Türkiyedeki her peyniri bulma şansımız yok, o nedenle bu riski göze almaktan başka çareniz yok 🙂
Havaalanı çıkışında her bavulu x-ray’den geçirmiyorlar bu ara, rastgele seçtikleri kişilerin bavulları giriyor x-ray’e..
Getireceğiniz peynirleri aynı yere koymamanızı öneririm, sucukta yaptığımız vakum olayı peynirde oluyor mu bilmiyorum ama mümkünse vakumlayabilirsiniz bavula koymadan, bavulun (veya bavulların) farklı köşelerine yerleştirebilirsiniz.. İlk aklıma gelen tedbir yöntemleri bunlar..
Büyük ihtimalle sorunsuz bir şekilde geçeceksinizdir ama gene de tedbiri elden bırakmayın tabii.. Bir de sucuk/pastırma tarzı şeyler getircekseniz vakumlanmış olmasına dikkat edin, köpeklere de koklatıyorlarmış “şanslı” kişilerin bagajlarını 🙂
Bu arada lokum kutusu deyince aklıma geldi.. Yazıdaki “Turkish Delight” örneği gerçekten yaşanmış bir örnekti bir arkadaşımız tarafından.. 🙂
Bunun yanı sıra geçenlerde bir muhabbet esnasında yeni bir yöntem daha öğrendik, o da “Tofu” cevabını vermek aynı soruya..
Tofu denen yiyecek görüntü olarak peyniri andırdığı için, bu da gitti gibi görünen peyniri size geri getirebilir 🙂
şangaya kesinlikle gelicem çünkü bunu çok istiyorum…:)
Hayirlisi diyelim 🙂
Selamlar, ben 16 mart 2012 de şangay’a indim, son commentlerin üzerinden baya zaman geçmiş ancak belki yeni geleceklere faydası olur diye düşündüm.
Öncelikler, çok polemik yaratan konu bavul arama, peynir sucuk mevzusu için, bizim uçuşumuzda hiç kimsenin valizini x-ray den falan geçirmediler.
🙂 belki içiniz biraz rahatlar.
Ayrıca pasaportlara bakmaları çok kısa sürdü, yeni pasaportlar sayesinde olabilir bu durum çünkü bizden çipli ve 10 yıllık pasaport istediler konsolosluktan. ( biz ticari vizeyle geldik o yüzden bu cümlemi bu şartlar altında değerlendirmeniz daha doğru.)
İkinci konu, biraz paraya kıyın, comfort class ta uçun derim. biz dönüşte o sıkışıklıkta oturmamaya kararlıyız. 🙂
ayrıca bize sağlık formu gibi bişey doldurtmadılar, sadece arrival card doldurduk. ama, bizi karşılayan kişi çok şaşırdığını, normalde havaalanından 1.5-2 saatten önce çıkanı görmediğini söyledi. Bizim pasaport işlemimiz de bavul işimiz de çok çabul bitti ve 40 dk da çıktık.
Bu arada müjde! Cuma günü geldik 🙂 ama tabii ki AHL deki yıllardır süren yoğunluktan ötürü 1 saat rötarla 🙂
Sevgilerimle
Melis Hanım, yorumunuz, hatırlatmanız ve tavsiyeleriniz için çok teşekkürler.. Yazıyı güncellemenin vakti gelmişti cidden, yukarıda da göreceğiniz üzere güncellendi kendisi 🙂
Sayende başarılı yolculuklar geçirdik teşekkürler tekrar 🙂
Rica ederim ne demek 🙂