Geçtiğimiz haftasonunu epeyce yoğun geçirdiğimizi söyleyebilirim.. Siteye koyulabilecek en az 3-4 yazı çıkar yani, o derece 🙂 Öncelikli olarak ise gerçekleştirdiğimiz aktivitelerden en çok aklımızda kalandan, en fazla beğendiğimizden bahsetmek istiyorum.. Çıktıkları Çin turnesi kapsamında iki gösteri için Şanghay’a gelen Anadolu Ateşi ekibinin gösterisini izleme fırsatı bulduk cumartesi akşamı ve epeyce etkilendik..
Daha önceki bir yazımda bu gösteriden bahsetmiştim.. Sanırım biraz geç kalmışım ki, biletlerin çoğu satılmış durumdaydı biz bilet almak için çalışmalara başladığımızda 🙂 200RMB’den başlayan fiyatlar 1000küsür RMB’lere kadar gidiyordu.. En önden izleyebilmek gibi bir tutkumuz olmadığı için 200RMB’lik biletler bizim için fazlasıyla yeterliydi.. Yerlerimizi görünce kalan son 200lük biletleri aldığımızı tahmin ediyorum, balkonun en arkasındaydık.. Güzel tarafı ise fotoğraf/video çekimi için görevlilerin görüş alanının uzağında olmamızdı 🙂
Gösterinin yapıldığı yer People Square’de bulunan Shanghai Grand Theatre’dı.. Adı gibi büyük ve modern bir tiyatro binası ile karşılaştık gerçekten de.. Biraz kalabalık bir grup olarak gittiğimizden önce herkesin gelmesini bekledik.. Gerçi biz de taksi bulamama sorunu nedeniyle biraz geç geldik mekana 🙂 Herkes gelince daha fazla soğukta beklemeden hemen içeri girdik ve 5. katta bulunan “upper circle” diye adlandırılan balkondaki yerlerimize doğru ilerledik.. 19:15 olan gösteri saatinden yaklaşık 15dk önce yerlerimizi almış, heyecanla gösteriyi beklemeye başlamıştık..
Saatler 19:15i gösterdiğinde Anadolu Ateşi sahneye çıktı ve gösterisine başladı.. Başından sonuna kadar heyecanla izlediğimiz, bazı yerlerinde alkışlarla eşlik ettiğimiz, zaman zaman bazı arkadaşların kendilerini tutamayıp oynamaya başladığı [ 🙂 ] müthiş bir gösteri sundu bize Anadolu Ateşi ekibi.. Gösteri sonunda hakettikleri şekilde uzun bir süre alkışladık kendilerini.. Ben de tabii bu arada bir kaç resim ve video çekmeden de duramadım 🙂
Normal olarak zaten yaptıkları takdire şayan bir gösteri, bir de yurtdışında onları izlemek sadece bizlerin değil Çinlilerin de (ve hatta Hollandalıların da!) Türk ezgileri karşısında verdikleri pozitif tepkileri gözlemlemek bizleri epeyce mutlu etti.. Umarım daha bir çok Türk prodüksiyonunu da buralarda izleme fırsatı bulabiliriz..
Anadolu ateşi gösterisin ile ilgili görütülü yazın mükemmel.ancak son paragraftaki “gözlememek” sözcüğü “gözlemek” olacak galiba desem yine öğretmenliğiniz depreşti demezsin sanırım
son paragrafı bir daha okuyunca hatanın bende olduğunu farkettim.özür diliyorum.bir daha gözlük takmadan okumayacağım.yaşlılık işte
Olsun, önemli olan hatadan dönebilmek 🙂
Anadolu Ateşi dansçılarını ve emeği geçenleri tebrik ediyorum, bu ateş sonunda Çin’i de kasıp kavurmuş işte. Tahmin ediyorum, Şanghay halkı da şaşıp kalmıştır, bu Türkler amma da dans ediyorlarmış diye, hatta hayıflanmışlardır da, biz bu çin seddi denen ucubeyi yapmasaydık, bu dansları görmek için 5.000 yıl beklemezdik diye. Ama tabii dikkatli de olmak lazım, sonra adımız da çıkmasın, bu türklerin afedersiniz kıçı başı oynuyor diye, çünkü ben bu çinlilerden beklerim öyle gıcıklıklar. Ama diyeceksiniz ki fare dağa küsmüş dağın haberi olmamış, zaten Anadolu Ateşi de düştüğü yeri yakar derler. İşte bu gibi folklörümüze, değerlerimize sahip çıkmak, onları tanıtmak gerek. Misal ben de bir dönem halk eğitimde folklöt kursuna gitmiştim, Artvin, Elazığ, Tokat, işte Anadolu’nun ateşini ben de bi yakayım demiştim ama bir talihsizlik olmuştu, davulcunun tokmağı benim enseme çarpınca ben de zurnacının üstüne düşmüştüm, zurna bağlamacının burnuna girince bağlamacı da dengesini kaybetmiş, bağlamanın teli kopup hocanın boynuna dolanmıştı, aman allahım ne gulgule kopmuştu. Sonra dediler sen bir süre dinlen, ben de üstelemedim geleyim diye, öylece geçti gitti benim heves de. Halbuki belki şimdi Anadolu Ateşi’nin bir ferdi olarak Şanghay’a ben de gelecektim, kısmet değilmiş tabii, ama yetenekli insanlar böyle itilmemeli, kakılmamalı. Ama benim tahminim, bi kız vardı ekipte, benden hoşlanıyordu, ben de ona boş değildim pek ama çok da meyletmemiştim, meğer hoca’nın gözü varmış, tahmin ediyorum, o yüzden bu tertibi yaptılar beni göndermek için. Ama sonra duydum ki, kız da o bana tokmağı patlatan devulcuyla kaçmış. Eh işte, kızı boş bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya gider tabii. Ama bu zurnacıyı seçmiş, keyfi bilir, ben zaten çok da beğenmemiştim, bana ne. Son olarak Necmi Bey’i burdan uyarmak istiyorum, Dinçer Bey’e mesnetsiz iddialarla saldırmak yerine, destek olsun, bu Şanghay hepimizin, bu rehber hepimizin, yıkmak kolay, yapmak zor. Destek olmak lazım, yapacaksak hep beraber yapacağız.
Saygılar
Dinçercim insan elindekinin kıymetini yaban ellere gidince anlıyor demekki…
Yıllardır bu tür organizasyonlar burnumuzun dibindeyken gitmedik ,kısmette şangaydan görüntülerini izlemek varmış.
Neyse biz de seyretmiş kadar olduk.
Gerçi benim gibi eski halk oyuncusuna çok ilginç gelmezdi ama!!!!
Şaka bir yana ,Tolga bey gibi senin de bir dönem benzer çalışmaların olmuştu ama büyük bir kaza bela gelmeden başına bitirmiştin folklor hayatını.O gün bu gündür seni bir daha sahnelerde görmemiştik ta ki düğün yemeğine kadar…
O gün ki performansını da bilenler bilir,şimdi buralarda yazmayalım.
Ama Mustafa Erdoğan için bir kayıp,usta bir oyuncuyu bilgisayar oyunlarına kaptırdı.(burada gülen yüz olacak,benim yerime sen koyarsın artık…)
Bana destek çıktığınız için sağolun Tolga bey, içimdeki yazma şevkini bir kat daha artırdınız, yarınki yazımı size ithaf ediyorum 🙂
Nuray hanımcığım, o performanslara girmesek diyordum, geçmişi bırakalım geleceğe bakalım, rica edeceğim 🙂
yahu şunun şurasında bir yazı girdik yüzümüze gözümüze bulaştırdık.Bir saldırı ve eleştiri niyetimiz de yoktu zaten.Bizde memnuniyetinizi dostlarınıza eleştri ve şikayetlerinizi müesseye bildirin”gibi bir laf vardır.Ben de onun gereğini yaprım ama bir kalemde kırk yıllık karizmayı çizdirdik nerdyse.Bundan sonra kık kere okuyup,kırk kere düşünüp öyle yorum yapmam gerekecek galiba.Sonra biz dijital dünya ile tanışalı kaç gün oldu ki?
Ben şimdi “Yukarıda gönderdiğim yazıda kaç yanlış var” tipinden bir soru sorarak durumu kurtarmaya çalışacağım.Ama bunu tabi hiç kimse yemeyecek.Biraz önce dediğime bir de yaptığıma bakın.Ben bile bir bakışta 5-6 tane hata gördüm yazımda.Boşuna “Kırkından sonra saz çalınmaz”dememişler.Hemen şimdi herkesin”Öğrenmenin yaşı yoktur”dediğini duyar gibi oluyorum.Bende arkasından”İnsan yedisinde neyse yetmişinde odur” derim.Tabi arkasından “Azmin elinden birşey kurtulmaz” sözü gelir………neyse uzattıkça hata yapma katsayımız artacak galiba şimdilik kısa keselim
Necmi bey, bence siz yorumunuzu yazın, ama yollamadan evvel Nuray hanıma bi okutun, nolur nolmaz..
İnşallah.Nuray hanım da çok yoğun bu aralar.Redaksiyon işlerinde üstüne yoktur hani.Benim blogtaki düzelmeler ona ait.Bir fazla mesai de bu yorumlar için yapmak zorunda kalacak.
Evet, epeyce yoğun olmalı, yorum yazmayı aksattı gene son günlerde 🙂
Benim hakkımda konuştuğunuzu duydum.Görevler
veriliyor ,sitemler ediliyor…
Neyse gerekeni yaparız ama redaksiyon işinde çok başarılı olduğum söylenemez.
Yorum konusuna gelince, denk düştükçe yazıyoruz ama bu günlerde yoğun olduğumda bir gerçek…
Yeni yorumlar ve yeni yazılarda buluşmak üzere…
Lütfen yoğunluğunuzu azaltınız Nuray hanım.. Hem dinlenmeye hem de bu siteye vakit ayırınız.. Şangay Rehberi bir çiçek gibidir, ilgi ister 😛
severim ben şangay rehberini…
Aferim, iste boyle, sevin onu 🙂